Bağlantınız başarılı bir şekilde kopyalandı

SP no ve şifreniz ile giriş yapın

Haberler Duyurular Başkandan Yazılar Hutbeler Sizlerden Gelenler Basın Videolar İletişim Bize Yazın Profil

Bağlantınız başarılı bir şekilde kopyalandı

Abone Ol Hesap
30 x
Gelişmiş Arama
Ana Sayfa
Haberler
Başkanlık
Başlıklar
İletişim
Sosyal Medya
Güncel Haberler İhtidalar Ziyaretler Programlar Vaaz ve Sohbetler Diğer Haberler
Haberler Duyurular Hutbe Basın Camilerimiz
Yazılar Başkandan Sizlerden Gelenler Dini Günler Gelişmiş Arama Namaz Vakitleri Videolar
Konum Numaralar Bize Yazın Öneri ve Şikayet
Profil
Twitter Facebook İnstagram Youtube Telegram
Uzay Canlı Labaratuvar
Futbol Basketbol Voleybol Tenis Maraton Yüzme Bisiklet
WEB Frontend WEB Backend Bilgisayar Android IOS MySQL Adobe Microsoft Office
Mehmet MORÇİÇEK

Mübarek Şuhur-u Selâse; Recep, Şaban ve Ramazan

Resim yüklenirken bir hata oluştu!
2023-02-21 16:43:56 523,731

Aziz, Sıddık kardeşlerim!



Bütün ruhumuzla canımızla Receb-i Şerif’inizi içindeki mübarek gecelerinizi ve seksen sene manevi bir ömrü kazandıran üç aylarınızı tebrik ederim.


İnsanın yaratılmasının hikmeti, gayesi Allah’ı tanıyıp, ona ibadet etmektir. İbadet iki kısımdır. Biri, müspet ibadettir ki namaz, niyaz gibi malûm ibadetlerdir. Diğeri, menfi ibadetlerdir ki hastalıklar, musibetler vasıtasıyla musibete uğrayan kişi; aczini, zaafını hisseder. Merhametli Yaratanına, yalvarır. Hâlis, riyasız, manevî bir ibadete mazhar olur.


Müslüman olarak Allah bizden günde beş vakit namazı emrettiği gibi gücü yeten Müslümanlar için de ömürde bir defa hac etmekle mükellef tutar. Nasılki  bedenin havaya, suya ve  ekmeğe ihtiyacı varsa;  ruhun da gıdaya ihtiyacı vardır. İnsan sadece etten kemikten müteşekkil değil. Ruh, kalp ve dahası vardır. Bu duyguları da gıdalanmak gerekir. Nasıl ki sevmek sevilmek istiyoruz, ağlıyoruz gülüyoruz.


İşte burada ibadetler devreye girer. İnsanın ruhu da her an manevi havaya ve suya muhtaç. Dünyanın çeşitli uğraşları ile meşgul olurken. Dünyaya gönderilme gayemizi unutup, dünyalık, fâni, geçici işler ile meşgul oluyoruz. Bir doktor anlatıyor: “- Ölmek üzere olan hiç kimseden dünyalık bir şeyleri daha fazla elde edemediğine dair bir pişmanlık işitmedim. Ama yapamadığı veya yapmadığı iyilikler ile ilgili pişmanlıklar ise saymakla bitmezdi.”


İşte mübarek üç aylar. İbadet ayları. İbadette ki eksiğimiz, kusurumuzu görüp tekrar yaratılış gayesine uygun yaşamayı öğrenme ve ömrün tamamına yayma ayları. İşte ilk kutlu gece üç ayların müjdecisi Receb-i Şerif’in ilk Cuma gecesi Kandillerin yandığı minarelerin nurlandığı kutlu gece Regaip kandili. Kulluğa rağbetin baş ve ilk adımı. Ve aynı ay içinde ikinci kutlu gece Miraç gecesi. “Allah’a ortak koşmayan herkesin affolunacağı” müjdesini nail olduğumuz gece. Allah bu aya iki kutlu gece koymuş.  Efendimizin ayı Şaban-ı mübarek! Recep ayında başlayan kulluk baharının filizlendiği, yeşerdiği, sulanıp meyve verdiği ay. Kutlu bir gece Beraat kandili ile şereflenen ay. Beraatı alıp affolunmanın zirvesi olan ay. Ve üç ayları tamamlayan Kur’an da zikrolunan Şehr-i Ramadan.  Şehr-i Ramadan, on bir ayın sultanı. O içinde Kur’an’ın nüzulü ile şereflenen Kadr Gecesi ile bin aydan daha kıymetli kutlu geceyi içinde saklayan Ramazan ayı. İnsanın Rabbinden aldığı haber ile kulluğunu en güzel şekilde yapmasının rehberi, ahlâkın en yücesi, insan haklarının had ve hududunun çizildiği , insanı yaratılmışların en şereflisi olduğunu bildiren kitabın Kur’an-ı Azimüşşan’nın nüzulünün gecesi Kadr gecesi.


Rahman Rahim olan Allah kötülüklere bire bir günah yazdırırken. İbadetlere, güzel olan her davranışa, gerek insanın Rabbine karşı, gerek insanlara, gerek hayvanlara, ağaçlara bitkilere, hatta cansız varlıklara dahi davranışına bire karşı on iyilik yazan ikram sahibi, her şeyi yerli yerince en güzel şekilde yaratan Rabbimiz, mübarek üç aylarda iyiliklere,  bire yüz, bire bin, bire elli bin, bire yetmiş bin iyilik yazmakta. Çünkü Kur’an da, Kadr gecesi için bin aydan daha hayırlı buyuruyor. Bir gece yetmiş bin geceye karşılık geliyor. Dünyaya ahiret ticareti ve ticareti yapmaya gelen insan Recep ayında kulluğu ile ekerken, Şaban ayında  sulayıp büyüttüğünü, Ramazan ayında toplayıp ahiret gıdasını topluyor. İbadetin semeresi, meyvesi ahirete bakar. Dünyada ektiklerimizi ahirette biçeriz. Dünya ahiret için bir ticaret hane hükmünde, ömür sermayesini Allah’ın emri dairesinde kullandığımız taktirde ebedi hayatı elde ederiz.


-Peki ya Allah’ın bizim ibadetimize bir ihtiyacı var mı?


Allah’ın ne bizim ibadetimize ne de başka hiçbir şeye ihtiyacı yok. Nasıl ki bizi tedavi eden bir hekim bize ilaçları kullanmamızı söylemekle bizim iyiliğimiz için ısrar ediyorsa; Allah’ta bizim manevî hastalıklarımızın tedavisi için ibadette ısrar ediyor. Ebedî hayatımız inşası için.

 

Allah nefis ve malımızı kendi yolunda kullanmamız karşılığın da Ebedî Cennet ile müjdelemekte.


Emaneti hakiki sahibine satmak, yani kıymetini bilene ve en yüksek fiyatı veren Allah yolunda ömür sermayemizi harcamak.


Mesela, akıl bir alet. Allah’ı tanımak, emirlerini dinlemek, yasaklarından kaçmak için kullanmak nerede;  emir dairesinde kullanmayıp,  nefis hesabına harcasak dünyada da ahirettede ceza çekmek nerede.


Göz bir alet,  ruh kâinatı göz ile seyreder. Harama bakmak, şehvet uğruna harcayıp insanların nefretini almak nerede, Allah’ın yarattığı kâinatı tefekkür ile düşünmekte olan göz nerede.


Kulak bir alet. Allah’ı yarattığı güzel sesleri dinlemek musikiye kulak vermek, kelamını dinlemek nerede, dedikodu gıybet dinleyip günah kazanmak nerede? Diğer uzuvlar buna kıyas edilebilinir. İşte üç aylarda insan başta farz beş vakit namaz ve Ramazan-ı Şerif’te ki oruç ile kulluğunun bilincine tekrar kavuşup bütün ömrünü Allah’ın rızası dairesinde harcaya bilme duygusunu yaşar.


Üç aylar ve bu mübarek gecelerde, elden geldiği kadar Kur'an'la, tevbe istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.


Rabbim kadrini kıymetini bilebilmeyi nasip eylesin.