
DİN HİZMETLERİNİN GEREKLİLİĞİ VE
YÜKÜMLÜLÜKLERİ
İnsanlık tarihi
boyunca din ve inanç konusu insanların temel ihtiyaçları İçinde önemli bir yer
oluşturmuştur.
İlk insan Âdem a.s
bir peygamberdir, aynı zamanda bir babadır bir eştir inanç kaidelerini öğreten
bir atadır. İnsanlar doğumundan ölümüne hatta öldükten sonrasında bile dini
hizmetlere ihtiyaç duymuştur. Her alanda inançlarına uygun hareket etme
ihtiyacı da doğal olarak din alanında ihtisas sahibi kişilere yani din
görevlilerine ihtiyacı beraberinde getirmiştir.
Din açısından bu
ilmi bize öğreten kaynak, ilahi vahiy ve Peygamberlerdir. Peygamber efendimizde
bu kaideleri sahabe-i kirama öğretmiş, Rasulullah efendimizin vefatından sonra
da din hizmetlerini yine Peygamber Aleyhisselam'ın tedrisatından geçen Sahabe-i
Kiram efendilerimiz üstlenmiş İslam ümmetine, dini sahih kaynaklar ile
öğretmeye çalışmışlardır. Tabiin ve daha sonraki dönemlerde de inanç
sistemlerinin metodolojisini oluşturan, itikadi ve ameli mezhepler ortaya
çıkmış, insanlara hayat boyu itikat, ibadet, muamelat, konularında yol
göstermişlerdir.
Din hizmetleri,
her zaman insanlığın meselesi ihtiyacı olmuştur. Tarih boyunca din hizmetleri
konusuna temel bilgileri, medreselerde, ilim meclislerinde ve ibadethanelerde,
zamanın ilim adamları, müderrisleri, fakihleri, muallimleri, hocaları,
mollaları veya imam hatipleri tarafından halka anlatılmaya devam etmiş,
talebeler yetiştirmişlerdir. İsimleri ne olursa olsun bu isimlerin temelinde
din bilimleri ve din hizmetleri vardır.
Doğduğunda
kulağına ezan okunmakla başlayan hayat, erkeklerde sünnet ile devam ederken,
ibadetler için dua ve Kur'an'dan sure ezberleme ile ve belli bir yaşa
geldiğinde ibadetlerin temellerini öğretme ile sürer. Çocukluk çağlarında oku
ile başlayan kitabımızı kendi orijinal harfleriyle Kur'an'ı Kerimi okuyabilmesi
istenir. Evlilik nikah ile başlar, boşanmada talak şartları uygulanır. Miras için Allah'ın Taksim şartları temel
kaidedir. Ticaret ve alışverişteki dini kurallar helaller ve haramlara dikkat
etmek gerekir. Faiz, karaborsacılık (ihtikar),
olmayan malın satımı (murabaha), borç verme (karzı hasen), Karlı satış
sözleşmesi (murabaha), şahitlik, katiplik gibi birçok mesele ticaret
hayatımızda bizi sorumlu kılar. Ailede ana baba hakkı, çocuklara karşı
görevlerimiz, eşlerin birbirleriyle ilgili sorumlulukları gibi konular bizi
ilgilendirir. Mevtanın teçhiz ve tekfini üzerimize farz-ı kifayedir, ortada
bırakamayız. Arkasından cenaze namazı ve defin işlemlerini dini kurallara göre
yapmalıyız. Bütün bu saydığımız ve sayamadığımız birçok meselenin varlığı din
hizmetlerine ihtiyacın ne kadar çok olduğunun delilidir.
İnsanoğlu
inanıyor ve inancına göre yaşamak istiyorsa bu sistemlerin usul ve yöntemlerini
yapabilmeli veya bu konuda din hizmeti alabileceği din görevlilerine, hocalara,
imam hatiplere müracaat etmelidir. Günümüzde din görevlisi yetiştirmek üzere
kurslardan başlayıp İmam-Hatip lisesi, İlahiyat lisesi ve ardından
üniversitelerde İlahiyat fakülteleri veya İslami ilimler akademilerinde,
hocalar, imamlar, din görevlileri yetiştirilmektedir. Devletin bir kurumu
olarak Din İşleri Başkanlığımız da yasalar çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti
Diyanet İşleri Başkanlığı beraber hareket ederek din görevlilerine hizmet içi
eğitimler vermek suretiyle bu alanda boşluk bırakmamaya çalışmaktadır.
Bu hizmetleri
yerine getirecek din görevlilerimizin din hizmetlerini iyi bilmesi, din
görevlisinin eğitimini iyi alması, toplumun bu ihtiyacını eksiksiz
tamamlayabilmesi gereklidir. Din hizmetlerinde eğitim olmadan bu hizmetlerin
yerine getirilmesi mümkün değildir. Her din görevlisi her an eğitimin içinde
olmalı öğrenmeye devam etmelidir. Çünkü İslami ilimler çok geniş alanı
kapsamaktadır.
Hayatımızın her
alanda hükmeden din hizmetlerine her zaman ihtiyaç olacaktır. Bu ihtiyaç
oldukça din görevlisine de ihtiyaç bitmeyecektir. İtikadı sağlam, eğitimli,
bilgili, gayretli, yaşayışıyla örnek din görevlilerimize, bizleri eğiten
muhterem hocalarımıza selam olsun.