
İSLAMDA KARDEŞLİK
Bizler
bu dünyaya Allah’ın
(c.c) Hucurat suresinde buyurduğu ‘bütün
müminler kardeştir’ ayet-i celilesini hayatımıza tatbik etmek
için gönderildik. Çok çeşitli imtihanlardan geçiriyor
bizi Rabbimiz. Hayattaki en küçük bir nimet bile ,yeri gelir imtihana
dönüşür.
İnsanların insanlarla
imtihan olması da bunlardan bir tanesidir.
Sizin bazınızı bazınızla imtihan ederiz. Bakalım sabredebilecek misiniz? buyurarak
,Rabbimiz de birbirimizin imtihanı olduğumuzu ifade ediyor. Kardeşlik; bu güzel
duygu, bu anlamlı kavram, ulaşıldığında hayatı cennete çeviren bu büyük nimet
de yeri gelir imtihana dönüşür. Evet, kardeşlik bir imtihandır. Dinde kardeşliğin en güzel numunesini Fahr-i Kâinat
Efendimiz s.a.v devrinde, O’nun rehberliğinde Ashab-ı Kiram Efendilerimiz
ortaya koymuşlardır. Muhacir ve Ensar ilişkisi. Kardeşliğin ne anlama geldiğini
bizlere gösteren en mükemmel örnektir. Medineli Ensar, Mekke’den gelen Muhacir
kardeşlerini kendilerinden daha aziz tutmuşlar, onları hiçbir konuda yalnız ve
yardımsız bırakmamışlardır. Peygamber Efendimiz
Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
‘iman
etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız’
buyurmuştur.
Hadiste, mümin kardeşini
sevmek için herhangi bir şart da koşulmamıştır. Huyu suyu hoşuna gitse de
gitmese de, beğensen de beğenmesen de sevebilecek misin, bağrına basabilecek misin,
bedelini ödeyebilecek misin, ödemeyecek misin? Sıkıntılarına katlanabilecek
misin, zor zamanlarında yanında olabilecek misin? Derdiyle dertlenip, gerekirse
onun için rahatını bozabilecek misin? Yalnız kaldığında yanında seni
görebilecek mi? Her biri bedel isteyen ve iman ve sevgi olmadan ödenemeyecek
vazifeler. Onun arkasından konuşmak yerine, samimiyet gösterip hatalarını
yüzüne karşı nasihatle uyarabilecek misin? Yeri gelip kendi ihtiyacın
olmasına rağmen onun ihtiyaçlarını nefsine tercih edebilecek misin? Haset
etmeden, ona karşı kibirlenmeden, ona karşı ikiyüzlü olmadan tertemiz bir
kalple muamele edebilecek misin? Yıllarca büyük bir sabır ve vefayla onun
yanında yer alabilecek misin?
Efendimiz Sallallahu
Aleyhi ve Sellem’in ‘Kenetlenmiş tuğlalar’ gibi olmadıkça davada başarı da
beklemeyelim. Kardeşlikle gelecek rahmete başka ne yapsak ulaşamayız. Peki, biz imtihanın neresindeyiz?
Bir avuç sayılabilecek küçük inanmış bir topluluk olarak birbirimize kenetlenerek
fırtınaya karşı yürüyebilecek miyiz? Ayet ve hadislerdeki kardeşliği hakkıyla
yaşayabilecek miyiz? Dünyada İslam kardeşliği gibi başka bir kardeşlik yok. Bu
kadar kuvvetli ve etkili bir kardeşlik bağını İslam dışında hiçbir din
gösteremez. Çünkü Müslümanlara bu, Allah’ın bir lütfu ,bir nimetidir. Biz
Müslümanlar da bu nimetin değerini bilmeli ve hem İslam kardeşliğinden
faydalanmalı hem de İslam kardeşliğine fayda sağlamalıyız.
Ebu
Hureyre (r.a) anlatıyor: Peygamberimiz (s.a.v), bir gün kabristana geldi ve
kabir ehline hitaben:Allah’ın selâmı üzerinize olsun ey mü’minler yurdu! Biz inşallah
size kavuşacağız. Ama ben kardeşlerimizi görmeyi temenni ederdim dedi. Ashab-ı Kiram:Biz senin kardeşlerin
değil miyiz, Ya Rasûlallah? dediler. Resulullah (s.a.v) şöyle cevap verdi:
Sizler benim ashabımsınız, ‘kardeşlerimiz ’ise henüz dünyaya gelmeyenlerdir.
Kardeşlerimiz, beni görmeden bana inananlardır.
Ya
Rabbi! Rasûlünün “Kardeşlerimiz” dediği kimselerden olmayı bizlere nasip eyle.
Bizi, muhacirlerin ve Ensar’ın yoluna güzellikle uyanlardan eyle… Kardeşler
olmayı, birbirimize kardeşçe davranmayı nasip eyle, Allah’ım!